8885,00%0,24
34,30% 0,21
37,16% -0,48
3018,13% -0,06
5010,40% 0,20
Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, yasama yılının ilk oturumunun yapay zekâ konusuna dikkat çekti. Milletvekili Silkin Ün, "Dünya yapay zekâyı konuşuyor, biz hâlâ kısır çekişmelerle uğraşıyoruz." Dedi
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde 28'inci Dönem Üçüncü Yasama Yılı başladı. Yasama yılının ilk oturumunun konuşma yapan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, "Sanayi çağı, bilgi çağı, internet çağı derken yapay zekâ çağının kapısını açtık. Yapay zekâyı konuşurken sadece bir teknolojiyi değil sosyal, etik, hukuki boyutuyla hayatımızı dönüştürme potansiyeli olan bir güçten bahsediyoruz. Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinin konusu olan bir teknolojinin bugün hayatımızın her alanına nüfuz edişini izliyoruz. Dünya yapay zekâyı konuşuyor, biz hâlâ kısır çekişmelerle uğraşıyoruz. Öyle bir teknoloji ki kendi çıktılarını üretip mantık yürütüp alternatifler arasından kendi tercihini belirliyor, bize de şuur sahibi bir varlıkla iletişim hâlindeymişiz hissini veriyor. Teknolojik bir yeniliği değil, bir devrimin ülkemizin geleceğini nasıl şekillendireceğini, toplumsal ve ekonomik yapımızı nasıl etkileyeceğini konuşuyoruz. Bugün yapay zekâ hakkında söylenecek her şey çok yakın bir gelecekte bire bir karşımıza çıkacak, bir realite hâline gelecek. Umarım, biz yeterince gelişmiş teknolojinin büyüden farkı olmadığını söyleyerek sorumluluğu öteleyenlerden değil, bu devrimi anlamaya çalışanlardan oluruz’ dedi
Büyü değil, büyüleyici güç
Yapay zekayla birlikte devasa bir üretim tesisinde insana ihtiyacın ve insan hatasının neredeyse sıfıra indirildiği bir senaryonun da kurgulandığına dikkat çeken Milletvekili Silkin Ün, ‘Ülkemizin coğrafi avantajlarını teknolojik bir devrimle birleştirdiğimizde aslında küresel pazarda rekabet gücümüzün hayal edilemeyecek boyutlara ulaştığını görebiliriz. Madalyonun diğer yapay zekânın sunduğu bu verimliliğin neden olacağı iş gücü kaybı. Tekrarlayan ve rutin işlerde çalışan milyonlarca insan için gelecek çok parlak gözükmüyor. Bu devrimi fırsata çevirmek, toplumun geniş kesimlerini bu dönüşüme hazırlamakla mümkün olabilecek ancak. Yapay zekâ her ne kadar bazı işlerin sonunu getirse de yeni iş kollarının doğuşuna da zemin hazırlıyor. Ancak burada asıl mesele lise mezunu bir gencin, kırsalda yaşayan bir çiftçinin ya da sanayide çalışan bir işçinin bu yeni düzene nasıl adapte olacağı; eğitim sistemimizin bu hızla değişen dünyaya ne kadar entegre olabileceği’ dedi
"İnsan-robot iş birliği"
Yapay zekayla birlikte "insan-robot iş birliği" kavramının öne çıkartılması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Silkin Ün, ‘İnsan zekâsı ile yapay zekâyı birbirini tamamlayacak şekilde çalıştırmaktır ana meselemiz olmalı. Doktorun, mühendisin, öğretmenin, çiftçinin yapay zekâyla desteklenmiş iş süreçlerinin daha verimli ve başarılı bir şekilde çalışmasını sağlamalıyız. Ekonomik açıdan bir diğer mesele gelir dağılımı. Teknolojik yatırımlar yapabilen büyük şirketler bu süreçten yine aslan payıyla çıkıyorlar ama bu durum küçük ve orta ölçekli işletmeler için ciddi bir tehdit anlamına geliyor. Burada devletin devreye girip küçük işletmeleri bu dönüşüme adapte edebilecek teşvikler ve eğitim programlarını hazırlaması gerekiyor. Aksi takdirde, gelir dağılımında derinleşen eşitsizliklerin sosyal huzursuzluklara yol açması kaçınılmaz olacak. Bu dönüşüm aynı zamanda toplumsal yapımızı da derinden sarsacak. İnsanlardaki işlerini kaybetme korkusu kendilerini değersiz hissetmelerine, toplumsal bir yabancılaşmaya yol açacak. Burada bizim sorumluluğumuz, bu dönüşümü insan odaklı bir şekilde yönetebilmektir; insan teknolojiye değil teknoloji insana hizmet etmelidir’ dedi
Teknolojiyi doğru yönetmeliyiz
Türkiye’nin yapay zeka teknolojisini doğru yönetirse dünya sahnesinde çok daha güçlü bir konuma geleceğine işaret eden Silkin Ün, ‘Eğer bu süreci "Kervan yolda düzülür." anlayışıyla plansız ve kontrolsüz bir şekilde ilerletirsek ekonomik ve toplumsal açıdan büyük bedeller ödeyeceğiz. Her şey geleceğimizi şekillendiren bu teknolojiyi nasıl kullanacağımıza bağlı. Bu büyük sorumluluğu taşırken geleceğin Türkiye'sini sadece teknolojiyle değil adil, eşit ve insan odaklı politikalarla inşa etmek zorundayız. Otobüsü kaçırmış bir milletin çocukları olarak anılmamak için bu devrimde öncü olmak zorundayız. Bu hıza yetişmek ve yarışmak hayıflanarak, kavga ederek olmaz. Kavga demişken yapay zekâya "Mecliste neden bu kadar çok yumruklu kavga oluyor?" diye sordum "Sanırım sistemde bir hata var. Bu kadar erkeği bir araya toplayınca sinir katsayısı otomatik yükseliyor." diye cevap verdi. Evet, gençlerle kavga değil, bir gelecek borcumuz var gençlerimize. Biz otobüsü kaçırdık belki ama vaziyet alalım da gençlerimiz bu uçağı kaçırmasın.’ Dedi