Tarım, çevre ve sağlık alanlarında giderek daha fazla gündeme gelen kenevir bitkisi, hem endüstriyel hem de tıbbi yönleriyle Türkiye'nin stratejik tarım ürünleri arasında yerini almaya hazırlanıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan bilgilendirme notunda; kenevir üretimi, kullanım alanları ve yasal süreçlerle ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi hedefleniyor.
Kenevirin, lif, tohum ve sap üretimi gibi endüstriyel kullanımının yanı sıra, tıbbi ve farmasötik amaçlı üretimi de yasal altyapıyla destekleniyor. 24 Temmuz 2025 tarihinde yapılan düzenlemeyle, kişisel bakım ürünleri ve sağlık destek ürünleri üretimi için de kontrollü kenevir yetiştiriciliğine izin verilmesinin önü açıldı.
Üretim yalnızca izinli çiftçiler tarafından ve Tarım ile Sağlık Bakanlıklarının katı denetimi altında yapılabiliyor. Tüm süreçler; dijital izleme sistemleri, İHA ve uydu teknolojileriyle takip ediliyor. İzinsiz ekimler ise derhal imha edilerek adli işlem başlatılıyor.
Türkiye'de geliştirilen ve tescillenen "Narlı" ve "Vezir" adlı yerli kenevir tohumları, düşük THC oranları sayesinde güvenli ve sürdürülebilir bir üretim modeli sunuyor. Bu tohumlar, dışa bağımlılığı azaltırken kırsalda ekonomik çeşitlilik de sağlıyor.
Kenevirin içerdiği CBD, THC, CBC ve CBN gibi bileşikler, özellikle epilepsi, multipl skleroz, kemoterapiye bağlı semptomlar gibi alanlarda destekleyici tedavi olarak bilimsel araştırmaların odağında yer alıyor. Türkiye'de bu tür uygulamalar sadece Sağlık Bakanlığı onayı ve doktor gözetiminde, sınırlı hasta gruplarında kullanılıyor.
Kenevirin az su tüketmesi, pestisit ihtiyacının olmaması ve hektar başına 15 ton karbon emme kapasitesi, onu iklim dostu tarım ürünleri arasında öne çıkarıyor. Ayrıca kenevir; tekstilden biyoplastik üretimine, yapı malzemelerinden gıdaya kadar geniş bir yelpazede kullanılabiliyor. Bu yönüyle Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyumlu bir "yeşil ham madde" olma potansiyeli taşıyor.
İsviçre, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Hollanda gibi ülkelerde kenevir, lisanslı ve denetimli modellerle uzun süredir üretiliyor ve kırsal kalkınmaya katkı sağlıyor. Türkiye de bu ülkelerdeki başarılı örneklerden yola çıkarak kontrollü ve izlenebilir bir üretim anlayışıyla ilerliyor.
Bilgilendirme notunda özellikle uyuşturucuya dönüşüm riski konusunda endişeleri gidermek amacıyla şu vurgular yer aldı:
"Türkiye'de yalnızca Tarım ve Orman Bakanlığı'nın izin verdiği bölgelerde, kayıtlı tohumlarla üretim yapılmaktadır. Tıbbi veya endüstriyel kullanım dışında hiçbir üretim veya satış faaliyeti yasal değildir. Tüm süreç kamu denetimi altındadır."